Türkiye'de birçok şehirde aniden başlayan yangın haberleri, sabotaj ihtimalini
gündeme getirdi. Akla ilk gelen de PKK ve FETÖ tabii ki. Terör ve Güvenlik
Uzmanları, yangınları PKK ile FETÖ ve Türk Milletinin ebedi düşmanlarının ortaklaşa
çıkardıklarında hemfikirler.
“Başlayan yangınlardan sonra, HDP, alelacele “ekoloji” isimli Twitter sayfasını
kilitleyerek içeride yazılan tweetleri sadece takipçilerine sunmaya başladı nedense.
FETÖ terör örgütü, yurt içinde bulunan kripto yandaşları, satılmış kirli
zihniyetlerin desteği ve Türkiye düşmanı dış mihrakların gazı ile Türkiye aleyhtarı her
yalanla her an yeni bir algı operasyonu yapma yarışında.
“Help Turkey” etiketiyle başlatılan dezenformasyon amaçlı kampanyada, da
Türkiye karşıtı paylaşımlar yaptılar. Türkiye’ye içlerindeki kin ve nefreti kustular.
Yangınların suiistimal edilebilecek en hassas videolarını paylaşarak korku ve panik
oluşturmaya çalıştılar.
Çok sayıda tanınmış(?)müstemleke sevdalısı bir grubun, destek verdiği "Help
Turkey" etiketiyle başlatılan sözde küresel yardım kampanyası, yurt dışı merkezli ve
sahte hesap olup, ideolojiktir. Devletimizi aciz göstermek, devlet-millet birlikteliğimizi
zayıflatmak amacıyla başlatılmıştır. Bu arada içimizdeki manda sevdalılarını da deşifre
etmiştir.
Ciğerlerimizi yakan dev yangınlarla devlet – millet olağanüstü bir çaba sarf
ederken, bazı çevreler de boş durmadılar:
-“Bize helikopter, uçak ne varsa gönderin. Yanmak istemiyoruz daha fazla.”
Yaygarasıyla yalanlara sığındılar.
-Afet bölgesine giderek yangında zarar gören vatandaşlara yardım etmeye
çalışan bir oyuncu, yanan bir köyde iktidar partisi Gençlik Kolları'nı görünce tepki
göstererek vatandaşlara, "Onlardan yardım alıyorsanız ben vermem" diyerek bağnazca
ayırım yaptı. Afetzedeleri azarladı, aşağıladı.
Bizim bildiğimiz yardım gizli ve ayrım yapmadan yapılır. Reklamla, küfürle
olmaz. Hanımefendi, başkalarına kızacağına sen önce kendi nefsine terbiye ver. Kaş
yaparken göz çıkarma lütfen.
-Yalancı basit bazı sözüm ona oyuncular; “The Guardian gazetesi tarafından
You Tube' a 2017 yılında yüklenen California eyaletindeki yangının, ülkemizde olduğu”
yalanını yayarak halkımızı panikletmeye, korkutmaya çalıştılar.
-Türkiye’yi dünya kamuoyu önünde aciz göstermek için sosyal medyada
başlatılan ‘Help Turkey’ etiketli kampanyasına itiraz eden Mehmet Ali Erbil’e;
“Ülkemize karşı oyun oynanıyor ben de bu oyuna karşı çıktım. Ülkemiz çok güçlü, böyle
bir paylaşıma ihtiyacımız yok. Kaç tane ülkeye yardımda bulunuyoruz. 'Help Turkey'
paylaşımı yapanlar bunu da görmeli. Kimseye ihtiyacımız yok, başımızda devletimiz
var” dediği için; kendisine medyadan küfürler, hakaretler ederek insafsızca saldırdılar.
-“Bazı çevreler, başka ülkelerdeki orman yangınlarını, film sahnelerinden alınan
veya eski tarihli yangınlara ait görüntüleri” ahlaksızca, insafsızca gündeme taşıyarak,
iftira ve yalan kampanyasına destek verdiler.
-Anayasadaki bağlayıcı hükme ve ilgililerin teminatlarına inanmayarak “yanan
ormanlık alanların imara açılacağı” yalanını ve iftirasını yaydılar.
Kendisinden farklı düşünenlere her fırsatta kinle nefretle hakaret ederek,
düşman ilan etmenin kimseye faydası olmaz. Böyle kalpler kendileri ile bile barışık
olamaz.
Hükümetin, yetkililerin hataları olabilir, eleştirirsin, demokratik hakkını
kullanırsın. Hatta şikâyet edersin, varsa kusuru bedelini öder. Fakat tavan yapmış kin
ve nefretle, çirkin iftira ve küfürlerle sorunlar çözülmez.
Bu orman yangınlarında bir kez daha gördük ki artık terör olayları sadece,
silahla, bombayla değil; klavye başında, sosyal medyada, ekranlarda yalanlarla,
iftiralarla gerçekleştiriliyor. Acılardan, felaketlerden, afetlerden medet umup siyaset
devşirmek insanlık onuruna yakışmaz.
Görülüyor ki; ormanları yakanları, şehirleri karıştıranları, üç – beş ağacı bahane
edip milletin malına zarar verenleri, kaldırım taşlarını sökenleri ve daha onlarca kalleş
oyunda sahne alanları başlarına taç yapanlar yine iş başında.
Orman yangınlarını bahane ederek milletimizin; birliğine, beraberliğine,
istiklaline ve istikbaline göz diken hainlerin oyunlarını, çıkardıkları fitneleri yine hep
birlikte bozacak, yaralarımızı sevgi ve dayanışmayla saracağız. Bu oyunlardan medet
umanlar unutmasınlar ki bu milleti top, tüfek, tank durduramadı, ayıramadı,
yıldıramadı. Onların ahlaksız tuzakları, kumpasları ve yalanları da durduramayacaktır.
Uyumadan, dinlenmeden, gece-gündüz demeden, ciğerlerini yakan dumana
rağmen savaş veren, alevlere göğsünü siper eden orman kahramanlarımıza, kamu
kurumlarımızın çalışanlarına ve yangının söndürülmesine destek veren
vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Onların emeği, alın terleri, hakları asla
ödenemez. Yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, OGM çalışanlarımıza
Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Orman yangınları süresince; canını dişine takarak gönülden gayret eden,
uykusuz kalan, canını tehlikeye atan, katkıda bulunan, üzülen “gerçek sanatçılara,
yazar ve çizerlere” de gönülden minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Bütün bu yaygaraların sonunda bakla ağızdan çıkarıldı. Sözüm ona bir sanatçı
grubu yine toplanarak iktidarı tehdit etmeye ve erken seçim istemeye başladı. Geçmişte
ağaç için yürüyenler de hiç ilgisi olmadığı halde nedense “önemli projelerin derhal
durdurulmasını” istemişlerdi. Niyet aynı hedef aynı. Bağcıyı dövmek…
Bu millet bazı isimleri, “gerçek sanatçı, yazar çizer sanarak” hak ettiğinden fazla
değer vererek başına taç etti. Gördük ki kimileri masal kahramanı ve kardan adammış.
Bu millet uyandı, masallar bitti. Gerçeğin güneşi de, kardan adamları bir gün eritip yok
edecektir.
Sevgiyle kalın…