KARNE HEDİYESİ

seyfettin karamızrak köşe yazarı

022-2023 eğitim öğretim yılının ilk karne dönemi 20 Ocak 2023 günü sona erdi ve öğrenciler
karnelerini aldılar. Kamuoyunu derinden etkileyen ise karne haberi ise “et hediyesi” konusu oldu. Bir
TV kanalında 21 Ocak 2023 günü bir haber yayınlandı. Yayınlanan haberde, bir öğrencinin; “annem
karne hediyesi olarak et aldı” sözleri ülke gündemine bomba gibi düştü.
Gözüküşte olay vahimdi. Artık aileler uzun süredir et yiyemeyen çocuklarına, karne hediyesi
olarak et almaya başlamışlardı. Bir muhabirin kasapta bir öğrenciye sorduğu soruya; küçük çocuğun
“annem karne hediyesi et aldı” sözleri gerçekten yürek burkmuştu.
Ülkedeki hayat pahalılığının, aileleri ne vahim duruma düşürdüğüne büyük örnek teşkil
edecek bu haber, derhal medyaya taşındı. Manşetlerde yer almaya başladı. Gerçekten de kamuoyu
bu durumdan çok etkilenmişti. Bu vahim olaya tercüman olan açıklamalar yapıldı.
Fakat bu durumu öğrenen çocuğun annesi, karne hediyesi olarak et alma gibi bir durumun
olmadığını söyledi. Fakir olmadıklarını, Şişli’de yaşadıklarını, ev ve arabalarının bulunduğunu, Gelir
durumlarının iyi olduğunu, muhabirin, kasıtlı olarak çocuğunu yönlendirdiğini, yalan haberlerle
siyasete alet edildiklerini açıkladı. Habere konu olan kasap da ilgili ailenin sürekli müşterileri olduğunu
ve o gün de normal olarak kendilerinden alış veriş yapmaya geldiklerini açıkladı. İddianın gerçeği
yansıtmadığını belirtti.
Bu haberi duyan bazı duyarlı muhabirler, olayın perde arkasını araştırmaya başladılar. Çıkan
sonuç çok vahim ve etik dışıydı. Muhabirin, kasıtlı olarak cevabı öğrenciye tekrarlattıktan sonra, “soru
sorduğumda annem karne hediyesi olarak bana et aldı diyeceksin” diye tembihlediği ortaya çıktı.
Hem de röportaj yapan muhabirin, kendi sesinden, durumun senaryo olduğu, TV kanallarında
yeniden yayımlandı. Tüm kamuoyu tarafından izlendi.
Çelişkili haberler üzerine, konuyu haber yapan TV kanalı, başlattığı inceleme neticesinde;
“muhabirlerinin haberde konuşan çocukla gazetecilik ilke ve kurallarına aykırı olarak, çocuğa nasıl
konuşacağına ilişkin dikte edici ve yönlendirici nitelikte ön konuşma yaptığı ve çocuğun bu
yönlendirme doğrultusunda konuştuğu” tespit edil. Bu tespitin üzerine ilgili kanal, haberi yapan
muhabirin görevine son verildi.
Arkasından bu haberi kanallarına ve gazetelerine taşıyan bazı kesimler de özür dileyerek
yanıltıldıklarını ifade ettiler. Fakat bazı haber kanallarından nedense hiç ses çıkmadı. Yalan da olsa
haber işlerine yaramıştı galiba. Oysa gerçeği kabullenmek de büyük bir erdemdir. Hem de haberciliğin
etik kurallarından biridir. “Basın etiği mi?” Canım yeri geldiğinde, “etik” sözcüğünü yine kimselere
bırakmazlar böyleleri.
Görevine son verilen muhabirin yaptığı açıklama ise daha vahimdir. “2017 yılından beri
çalışmakta olduğum Ciner Yayın Holding tarafından bugün itibariyle iş akdim feshedilmiş
bulunmaktadır. Pek çok gazeteci üstadımın geçmişte yaşayıp anlattığı hikâyeleri ben de maalesef
yaşamış bulunmaktayım. Daha çok etkileneceğimi düşünmüş olmama rağmen şu aşamada
vicdanım rahat; zira kendimden, yaptıklarımdan ve gazeteciliğimden eminim…”
Keşke bu kötü haber ilk ve son olsaydı, bir istisna olabilseydi. Şimdi akla gelen soru şu, dürüst
ve vicdanlı olmayan sözde muhabirlerin buna benzer haberleri ile bizler acaba ne kadar yanıltıldık? Bu
yalan ve abartılı haberlere inanarak birilerine; kızdık, öfkelendik. Belki de düşman olduk. Sanırım
bundan sonra haberler, daha temkinli karşılanacak, “acaba” sorusu bir nebze zihinleri zorlayacaktır.

27 Mayıs 2022 tarih ve 216 karar no lu “Basın Ahlak Esaslarına Dair Genel Kurul Kararları” nın
7. Maddesinde:
(1) Bir kamu hizmeti olan gazetecilik, kişisel veya ahlaka aykırı amaç ve çıkarlara alet
edilemez ve kamu yararına aykırı bir şekilde kullanılamaz.
(2) Haberlerde ve olayların yorumunda gerçeklerden saptırma, çarpıtma veya kısaltma
yoluyla amaçlı olarak ayrılınamaz.
(3) Haberler ve yorumlar gerçeği gösterir, yanlış ya da yanıltıcı olamaz.
(4) Haber başlıklarında, haberin içeriği saptırılamaz, yanıltıcı olunamaz ve çelişki
yaratılamaz.
(5) Doğruluğu kuşku uyandırabilen ve araştırılması gazetecilik imkânları içinde bulunan
haberler, araştırılıp doğruluğu ve görünürdeki gerçekliği teyit edilmeden yayınlanamaz.
Denilmektedir.
Dokuzuncu maddesindeki “Çocukların korunması” başlığında ise:
(2) Çocukların konu edildikleri yayınlarda, çocukların üstün yararı gözetilir, onların sağlıklı
ve güvenli geleceği için her türlü hassasiyet göz önünde bulundurulur……
(3) Kamu yararı ile çocuğun yararının karşılaştığı hallerde çocuğun üstün yararı esas alınır.
Denilmektedir.
Görüleceği üzere, yapılan bu haber, “Basın Ahlak Esaslarına aykırı, halkın ve özellikle de
çocukların suiistimal edilmesine sebep bir haberdir. Yani “basın ahlakı” yerle bir edilmiş, bir minicik
öğrenciye “yalan söylemesi” telkin edilerek kötü örnek sergilenmiştir.
Anne babalar başta olmak üzere, öğretmenler, yetişkinler, sorumlular, etkili ve yetkili kişiler
çocuklara örnek olmadığı sürece, geleceğin ideal toplumunu asla oluşturamayız. Çünkü öğrenmenin
en etkili bir yolu da “örnek model” olmaktır. Örnek alınan model dürüstse, güzel yaşantıları varsa
çocuk bunu farkında olmadan alıp içselleştirmektedir. Kötü örnekleri gördüğünde de aynısı
olmaktadır.
“Çocuğunuzu Kötü Etmenin Yolları” ya da “Yengeç Kitabı” nın yazarı C.G. Salzman, yazdığı
kitap için yengeçlerden etkilenmiştir. Kırda gezinti yaparken, kendisini gören yavru yengeçlerin
anneleriyle beraber geri geri kaçtıklarını görünce, çocukların kötü alışkanlıkları ailelerinden nasıl
öğrendiklerini anlatan bir kitap yazmıştır. Salzman, ın örneklerinden sadece birisin konuyu
ilgilendirdiği için yazıma aldım:
Çocuğu kandırırsanız, başkalarına yalan söylerseniz, suçlarını itiraf ettiklerinde bile
azarlarsanız çocuklarınızı yalana alıştırırsınız.”
Çocuk anne babasını ve diğer yetişkinleri, özellikle de imrenip model aldıklarını taklit ederek
sosyal yaşama alışır. Aile içinden ve çevresinden seçtiği örnek kişi, bozuk kişilik yapısına sahipse, kötü
davranış şeklinin çocukta da görülme ihtimali yüksektir.
Anne-babanın ve biz yetişkinlerin iyi örnek olması çok önemlidir. Bu yüzden büyüklerin,
sözlerinden çok davranışlarıyla model olmaları gerekir.
Bu gidişle galiba biz çocuklarda ders almaya başlayacağız.
Sevgiyle kalın…

Haberi Paylaş