“Bana bir bayram verin. İçerisinde babam olsun…”
Son yıllarda toplumsal hayatta yaşanan değişimler, ailedeki rollerin
farklılaşması, çocuğun gelişiminin ve eğitiminin giderek daha önem kazanmasını, baba-
çocuk ilişkisinin de hak ettiği ilgiyi görmesine yardımcı olmuştur.
"Çocuğun zihinsel¸ fiziksel ve sosyal gelişimi¸ gelecekteki yaşamı¸ iş ve özel
hayatı¸ kuracağı aile yapısı¸ başarılı olması ya da olmaması¸ kişisel ilişkileri ailesinde
yaşadığı ortama¸ anne-baba-çocuk ilişkisine bağlıdır."
Etkin bir baba, çocukların her türlü gelişimlerini olumlu etkilemektedir. Babanın
çocuğu ile ilişki kurma biçimi, çocuğun kişiliğini etkiler. İlgili ve sevgi dolu bir tavır,
çocukların sosyal uyum yeteneklerinin artmasına¸ liderlik özellikleri geliştirebilmelerine
etki etmektedir.
Babanın aile içindeki tavrı, fonksiyonu, çocuğuyla kurduğu yakın, açık ve güvenli
bir ilişki, özellikle erkek çocuğun baba ile özdeşleşmesini kolaylaştırmakta ve kendi
cinsiyet rolünü geliştirmesine yardımcı olmaktadır.
Baba, çocuklarıyla iyi bir iletişim kurmalıdır. Ailede babanın rolü çocukların
disiplin ve otorite anlayışında belirleyici bir rol oynar. Hiçbir anne, bir babanın ve
hiçbir baba bir annenin rolünü taşıyabilecek güçte değildir.
Bir baba¸ evladının hayatında nasıl bir model oluşturduğunu düşünmeli.
Yalnızca korkulan, hep kural koyan, eve geldiğinde yaptıklarından dolayı çocuklarını
hesaba çeken bir baba olmamalıdır.
Kapıda yolu gözlenen, eşinin ve çocuklarının sıkıntılarını paylaşan, aile
bireylerinin sorularına rahatça cevap veren, onlara desteğini-yardımını esirgemeyen,
kurallarında tutarlı olan, ilgi ve sevgisini esirgemeyen bir baba olmalıdır.
Hareketlerinde ve kararlarında tutarlı iyi bir baba modeli; çocuğun okul
başarısında, zekâ gelişiminde, disiplin anlayışının yerleşmesinde, özgüven oluşumunda,
cinsel kimliğinin oturmasında, sosyalleşmesinde, insanlarla iletişiminde, liderlik
yapısının gelişiminde, arkadaş ilişkilerinde uyumlu olmasında, toplumu, ailesini ve
milletini ilgilendiren konulara duyarlı olmasında, gelenek ve göreneklerine sahip
çıkmasında, önemli ve olumlu özellikleri kazanmasını sağlar.
Ailede ebeveynlerden herhangi birinin eksikliği çocukta kayıplar ve maddi
manevi travmalar yaşatır. Ancak babanın yokluğundan kaynaklanan maddi
yetersizlikten daha önemli olan manevi kayıplardır. Bunların başında da güven eksikliği
gelir. Çünkü çocuklar için baba güven demektir.
Etkin bir baba rolü, çocukların her türlü gelişimlerine olumlu etki etmektedir.
Babanın çocuğu ile ilişki kurma biçimi çocuğun kişiliğini etkiler.
Babaların Çocuklarıyla İletişiminde Dikkat Etmeleri Gereken Hususlar:
*Hamilelik döneminde eşinize hoşgörü, anlayış ve özel ilgi gösterin; bebeğinizin
anne karnındaki gelişimiyle ilgilenin. Çocuğunuzun gelişimi anne karnındayken başlar.
* Bebeklik döneminde bakımında görev alın. Bebeğinizin sağlığı, beslenmesi,
temizliği, ağladığında sakinleştirilmesi ve tüm ihtiyaçlarını karşılanması konusunda
becerilerini geliştirin. Bu ilişki daha sonra sürecek olan sağlıklı bir ilişkinin önemli bir
başlangıcıdır.
* Çocuğunuz üzerinde korkuya dayalı bir disiplin uygulamayın. Sizinle rahat ve
açık bir ilişki kurabilmesi için ona fırsat verin. Tam tersi olarak tamamen disiplinsiz,
kuralsız ve kontrolsüz bir disiplinin de çocuk üzerindeki olumsuz etkilerini göz ardı
etmeyin.
* Çocuğunuzla çok iyi iletişim kurun. Tıpkı annesiyle olduğu gibi sizinle de yakın
ve sıcak ilişki kurabilmesini ve üzüntüsünü ve mutluluğunu sizinle paylaşabilmesini
sağlayın.
* Babalar da tıpkı anneler gibi çocuklarını her koşulda (başarılarında da
başarısızlıklarında da) sevdiklerini hissettirmeli, çocuklarının kendi hayatlarındaki
önemini çocuklarına ifade edebilmeli, sağlıklı bir güven gelişimi oluşturmalıdır.
Babayla çocuk arasındaki sağlıklı iletişimde esas nokta; saygı, ilgi, dinleme ve
anlamadır. Baba, çocuklarıyla iyi bir iletişim kurmalıdır. İletişim kurarken de bazı
noktalara dikkat etmelidir. Bu noktaları şöyle sıralayabiliriz;
- Çocuğun da bir birey olduğu ve saygıyı hak ettiği unutulmamalıdır.
- Çocuğun büyümesine izin verilmelidir. Türk aile yapısında erkek çocuklara
sorumluluk verilmemesi, gelecekteki yaşamlarında da sorunlara yol açar.
- Çocuk özenle ve ilgi ile dinlenmeli, anlamaya çalışılmalı, ilgilenilmelidir.
- Çocuk babadan korkmamalı, ilişkisi saygı ve sevgi içermelidir. Çocuklar,
babalarından korktuğu için değil, yanlış olduğu için bazı şeyleri yapmaktan
çekinmelidir.
- Çocuk, her zaman yönlendirilmeye ihtiyaç duyar. Evde mutlaka duyarlı, tutarlı
kurallar olmalıdır. Bu kurallardan çok fazla taviz verilmemelidir.
- Çocuğun her istediği yapılıp, alınmamalıdır. Bu çocuğu doyumsuzluğa iter.
- Fiziksel ve duygusal cezadan uzak durulmalıdır. (Dayak, rencide edici sözler,
aşağılama, alay etme, hakaret, küfür vs.)
- Çocukla arkadaş olmak yerine, ona arkadaşça davranılmalı. Ailelerin
günümüzde en çok ‘çağdaş aileyiz’ tanımlamasıyla yaptıkları yanlışların başında anne
baba kimliklerinden sıyrılıp arkadaşı gibi davranmaları geliyor. Özellikle genç
erkeklere arkadaşı gibi davranmak yerine ona babası olduğunuzu, daima ona destek
vereceğinizi hissettirerek baba olmalısınız. Çünkü onun babaya ihtiyacı var.
- Çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslarsanız, onun kendini mutsuz ve yetersiz
hissetmesine neden olursunuz. Bunun yerine baba, çocuktaki farklılıkları görüp, bu
yönleri geliştirmesine yardımcı olmalıdır.
- Çocuklarla inatlaşmaktan kaçınılmalıdır. Çocuklar kendilerini ispatlamak
amacıyla çatışmaya girebilirler. Bu durumlarda anne ve babalarının desteğine ihtiyaç
duyan çocuklarla inatlaşmak, aşırı ve mantıksız yasaklarda diretmek inatlaşmalarına
yol açar. İnatlaşmak da evden kaçma, okulu bırakma gibi olumsuz sonuçlar doğurur.
Bir ailede babanın yokluğu ya da sorumsuzluğu, önemli bir taşın eksikliğidir.
Babanın varlığı, aile bireylerine güven verir. Babayla çocuk arasındaki sağlıklı
iletişimde esas nokta; saygı, ilgi, dinleme ve anlamadır.
Ailede; eşitlik, adalet ve özgürlük vb. düşüncelerin ve pratiğinin gelişmesi, aile
bireylerinin sistemli, üretken çalışkan ve kendine güvenen, sorumluluk sahibi bilinçli
vatandaşlar olarak yetişmesi için, topluma ve olaylara duyarlı, katılımcı, dayanışmacı,
paylaşmacı bireylerin yetişmesine önem verilmelidir.
Yeni nesillere kültürel kimliği ve ahlâkî değerleri kazandırılmalı; tarihsel ve
toplumsal bilinç aktarılmalı; sevgi, saygı ve hoşgörü esasına dayanan tutum ve değerleri
yerleştirilmelidir.
Sevgiyle kalın.