ÇOCUK AİLEDE VE OKULDA SEVİLDİĞİNİ HİSSETMELİDİR

seyfettin karamızrak köşe yazarı

“Sevgi en yüce iletişim biçimidir. İhtiyaçlar hiyerarşisinde sevgi, kişinin insanlığının yüce
geliştirici ajanı olarak durur. Bu nedenle, sevgi öğretimi tüm çocukluk müfredatının temelini
oluşturmalıdır. Diğer tüm konular bu tür öğretimden doğal olarak gelişmelidir.” Ashley Montagu
“Bir toplumun asıl ruhunu en iyi gösteren şey o toplumda çocuklara nasıl davranıldığıdır.” Nelson
Mandela,
Sevgi olmayan yerde nefret, sıkıntı ve başarısızlık vardır. Sevginin bulunduğu yerde de
neşe, mutluluk, huzur, başarı ve verimlilik vardır. Kişinin yetişmesinde, gelişmesinde ve
başarısında sevgi önemli bir rol oynar. Bunun için sevgi ailede, okulda ve yaşanılan her
ortamda mutlaka olmalıdır.
Sevgi insanları birbirine yaklaştıran, dayanıştıran, yardımlaştıran ve bütünleştiren bir
iksirdir. Toplum yapısının harcıdır. Bunun için sevgi insan topluluğunun olduğu her yerde
yeterince olmalıdır.
Çocuklukta sevginin “ana-baba” gibi iki kaynaktan alınması son derece önemlidir. Bu
sevgi çocuğun bedenî ve ruhî gelişiminin en temel ihtiyacıdır. Çocuğun hayattaki
başarılarında da en önemli etkendir. Ailesinden sevgi gıdasını yeterince alan çocuk okulda ve
daha sonraki iş hayatında başarılı ve mutlu olur. Çocuğun, ailede ve okulda sevildiğini
hissetmesi için:
-Ailede ve okulda çocuk kendisine önem verildiğini ve sevildiğini hissetmelidir.
-Çocuğun gösterdiği çabaya saygı duyulmalı, başarıları övülmeli ve ödüllendirilmelidir.
-Çocuktan yetenekleri doğrultusunda ve gücü nispetinde başarı beklenmelidir.
-Çocuğun ihtiyaçları karşılanmalı, kişiliğine saygı duyulmalı ve ona devamlı sevgi ile
yaklaşılmalıdır.
-Aşırı baskı, sevgisizlik, aile kavgaları, ilgisizlik ve cezalandırmalar çocuğu evden
kaçırarak sokağa ve kötü ortamlara iter. Bu tutumdan kaçınmak gereklidir.
– Okulda çocuklar için bir sevgi ortamı oluşturmalıdır. Okul idarecileri ve öğretmenler
korkulan kişiler değil, sevilen ve sayılan kişiler olmaya özen göstermelidirler.
-Öğrencilere sevgi ile yaklaşmalı ve yeterli rehberlik yapmalıdırlar.
-Okul-aile ve öğrenci üçlüsü arasında bir sevgi zinciri oluşturularak her türlü sorun bu
sevgi çerçevesinde çözümlenmelidir.
– Ailede ve okulda çocuğun çalışması yanında dinlenme ve oyun ihtiyaçları da
giderilmelidir.
– Çocuk asla dövülmemeli, sevilmelidir. Dayak çocuğu pısırıklaştırır ve teşebbüs
kabiliyetini köreltir. Dayak yerine hoşgörü ve sevgi göstererek rehberlik yapmalıdır.
– Sevgi, çocuğu şımartmamalı ve sorumluklarını ihmal ettirmemelidir. Gösterilen sevgi
bir disiplin ölçüsü çerçevesinde olmalıdır. Evde, okulda ve çevrede kendine düşen görev ve
sorumlulukları yerine getirmelidir.
– Çocuklar arasındaki sevgi paylaşımında ölçülü olmalıdır. Bazılarını diğerlerinden fazla
sevdiğini açıkça belirtmek kıskançlık ve çekişmelere yol açabilir.
– Çocuk, sevmek ve sevilmek ihtiyacı içindedir. Ana-babalar ve öğretmenler çocuklara
kendilerini sevdirerek ve onları severek eğitmelidirler. Böyle bir ortamda öğrenmek zevk
haline gelir.
Sevgi, saygı ve muhabbetin açmayacağı kapı yoktur. Sertlik, öfke ve hırçınlıkla bir yere
varılamaz. Çocuklara sevgi, saygı ve muhabbet kapılarımızı açarak onları bu ortamda
eğitmeliyiz. O zaman ne kadar başarılı ve verimli olduklarını açıkça görebiliriz.
Sevgi ile dikilip geliştirilen bitkilerin ve sevi ile eğitilen hayvanların diğerlerinden daha
farklı bir gelişim gösterdiklerini kolayca fark edebiliriz.

Okullar, birbirine karşı ilgisiz insanların oluşturduğu, birtakım disiplin ve kuralların
uygulandığı “soğuk yerler” olmaktan çıkarılmalıdır. Öğretmenler, öğrenciler, yöneticiler ve
diğer çalışanlar arasında; ilgi, duyarlılık, açık fikirlilik, sorumluluk vb. gibi güzel özellikler
geliştirilerek okulda sevgi ve huzurlu bir aile ortamı oluşturulmalıdır.
Bu nedenle eğitim ortamında yeri geldiğinde; “duygu ve düşünceleri paylaşma”,
“hoşgörülü olma”, “kişinin kendisini tanımasına, yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olma”,
“saydam olma”, “insanın önemli gereksinimlerinden biri olma”, “merkeze hiçbir varlığı
koymama”, “tutarlı bilgi sahibi olma”, “bilgi ve duyguyu inceltme, zenginleştirme”
kavramları öğrencilere kazandırılmalıdır.
Bu bağlamda; “Sevgide; hem ben, hem sen, hem de biz varız.”. O yüzden; sevgi eğitim
ortamında mutlaka olmalıdır. Öyleyse sevgi ve özgürlük öğrencilere nasıl kazandırılabilir?
Öğretmen sınıfta ne yapmalı ki, sevgi ve özgürlüğü sağlayabilsin? Yapılması gerekenler:
1.Sevgi, duygu ve düşünceleri paylaşmaktır.
2.Sevgi hoşgörüdür; fakat vurdumduymaz olmak, boş vermek değildir.
3.Sevgi kişinin kendisini tanımasına ve yeteneklerini geliştirmesine yardım etmektir.
4.Sevgi saydam olmalıdır.
5. Sevgi insanın önemli gereksinimlerinden biridir.
6. Sevgi, bencil olmama, her varlığın birbiriyle ilişkisini belirleyip bu ilişkileri tutarlıca
geliştirme, sorunların çözümünde kubaşık çalışmadır.
7. Sevgi tutarlı bilgiye dayalı, çoğulcu, demokratik, özgür bir ortamda boy verip
gelişebilir.
8. Sevgi, bilgi ve duygunun incelmesi, tutarlı olması ve zenginleşmesidir.
İkinci makalemizde bu başlıklardan bahsedeceğiz.
Sevgiyle kalın…

Haberi Paylaş