Öyle görünüyor ki, dilimizde kullandığımız Türkçe kelimeler yabancı kelimelerin etkisi altında kaybolmaya doğru hızla gitmektedir.
Bütün çabaların ölü dil haline dönüşmesi olduğunu düşünmekteyim. Şahsen bu sürecin gençlik yıllarımdan beri bilinçli bir şekilde sürdürüldüğünü biliyorum.
Türkiyede güya kendini yazar çizer görünümü verenlerin bu konuda öteden beri katkısları aşikardır .Medeniyetin ölçüsünü batı kültürü ile ilişkilendirerek geçtiği varsayımı ile hareket etmiş gibi görünselerde, gaflet ve delalet cehalet diyemiyeceğimize göre, küresel güçlerin ve taşaronlarının el ele verdiği varsayımını devre dışı bırakmamız imkansızdır. Dilimiz üzerinde emellerinin olduğunu Rahmetli Oktay Sinanoğlu hocamız da zaten ifşa etmişti.
Buna rağmet Allah bu aziz Türk milletine ne ulu bir yaşama kudreti vermiş.
Sebep ne ola ki?
Dilimizi ,kültürümüzü,kimliğimizi,tarihimizi
geleneklerimizi yabancılaştırıp ,gönül bağlamından koparmak. Dilimize karşı güvensizlik oluşturmak.İtibarsızlaştırmak batıya kültürel anlamda hayranlık uyandırmak
Türkoloğumuz Ziya Gökalp ,
“Güzel dil Türkçe bize,
Başka dil gece bize” diyerek genç nesillere kendi yataklarında yürümenin selamete çıkacağı mesajını vermiştir.
Türk milletini dili ile bağlamından koparmak en büyük hedefleri olduğunu düşünmekteyim.
Dilimiz gönül köprümüzdür , Milletimizin gönül bağı kurma konusunda her kelimesinin manevi bir hikayesi ve gücü vardir.
Ben öğretmen olarak günlük hayatta çok kullanılan kelimeleri merak bile etmiyorum.Belki farkında olmadan bende kullanıyorum belki yazılarımda da var .Amacım dil bilimcilerinin milli kültürümüze el atmalarındaki duyarsızlıklarını ,ve özellikle ülkemizi yöneten siyasi gücün bu işin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını bir vatandaş olarak paylaşmaktır.
Dükkan,mağaza,işyerler,çocuklara verilen isimler bu işin boyutunu görmemize yetmez mi?
Asparagaz= Yalan haber
Irite etmek=kızdırmak
Finiş = Varış
Paradoks =Çelişki
Nötr =tarafsiz
Bunların yüzunden anadan,babadan özümüzden uzaklaşıp yabancılaşmak mı?Allah korusun düşmanların şerrinden..
Yeni nesilimize, dilimiz ve kültürümüze sahip çıkma konusundaki bilinci yerleştirme irademizi gösterelim ve önce kendimizden başlayalım .
“Vatanın sınırları Türkçe konuşulan yerden başlar,Türkçe konuşulan yerde biter:
