Yıllardır veli, basın ve bir takım çevrelerce, eğitim kurumlarının, “tek ve olmazsa
olmaz amacının”, yerleştirme sınavları olduğu algılanmaktadır.
Bu çevreler, bilerek veya bilmeyerek “eğitim kurumlarını” ve özellikle de “İl Milli
Eğitim Müdürlüklerini” sınavlarda yeterince başarılı olamadıkları için, ağır şekilde
eleştirmektedirler.
Öyleyse bu çevrelerin haklı olup olmadıkları hususuna, mevzuat doğrultusunda
objektif bir perspektiften bakalım.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin, “Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, seçkin bir
ortağı yapabilmesi” hususunda belirlediği eğitim hedefleri, 1739 sayılı “MİLLÎ EĞİTİM
TEMEL KANUNU’nun 2.maddesinde vurgulanmaktadır:
I – Genel amaçlar:
Madde 2 – Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini,
1. Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin
milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini
seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve
bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve
karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve
teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;
3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı
kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda
bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;
Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli
birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk
Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.
Bu amaçlar tahlil edildiğinde; 1.maddenin “bilişsel”, 2.maddenin “duyuşsal”, 3.
maddenin de “devinimsel” yada “psikomotor becerileri” içerdiği görülür.
İlgili yasanın 4.maddesinde ise: “Türk eğitim ve öğretim sistemi, bu genel amaçları
gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve çeşitli derece ve türdeki eğitim kurumlarının özel
amaçları, genel amaçlara ve temel ilkelere uygun olarak tespit edilir.” Denmektedir.
Çeşitli derece ve türdeki Okul Öncesi, İlköğretim ve Orta Öğretim Kurumlarının amaç
ve görevleri içinde “sınav kazandırmak” diye bir madde bulunmamaktadır.
Yani kurumların amaçları arasında sınav kazandırmak olsa bile, bireyin sadece
sınavı kazanarak bir üst öğrenime yerleşmesi, (eğer okuduğu kurumun diğer amaçlarını da
edinememişse), hayata eksik hazırlanacağı anlamını taşır. Kurum da görevini tam yapmış,
başarılı olmuş sayılamaz.
Oysa dikkate alınmayan(veya alınamayan), görmezden gelinen ve neticede çocuğa
yansıtılmayan genel ve özel amaçlar arasında nelerin feda edildiğine bir bakalım:
“Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimsemek,
korumak ve geliştirmek”,
“Ailesini, vatanını, milletini sevmek, yüceltmek”
“Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilmek bunları davranış
haline getirmek”
“Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde
gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere sahip olmak”
“Hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip olmak”,
“ İnsan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı
sorumluluk duymak”
“İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirmek”
2
“Gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazanarak hayata
hazırlanmak”
“Mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi
olmalarını sağlamak”
“Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak”
“Milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek
ve hızlandırmak”
“Nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın seçkin bir ortağı yapmak”
Yukarıda sıralanan cümleler “genel amaçlardan” alıntılardır.
-Bu gün ülkenin kendi evlatları, değerlerine yabancıysa, bir torun, maaşına göz diktiği
dedesini öldürebiliyorsa, bir delikanlı askerlik yapmamak için kendini vurarak çürüğe
çıkmaya çalışıyorsa,
-Toplumda ruh sağlığı bozuklukları ayyuka çıkmışsa, genç kızlar sevgilisi istediği
arabayı almadı diye intihar edebiliyorsa, apartman dairelerinde sahipsiz ölen, günler sonra
anlaşılan yaşlılardan, bina sakinleri bihaberse, huzurevlerinde patlama yaşanıyorsa, dahası
sokaklarda yatan, çöplüklerden geçinenler çoğalmışsa, beden sağlığımız, ahlakımız yerlerde
geziyorsa,
-Hür ve bilimsel düşünceden yoksunsak, irademizi kullanamıyorsak, kendimize
yetemiyorsak, saygılı olamıyorsak, çevremize, olaylara duyarlı değilsek,
-Beceri karteksimiz zengin değilse, yeterli hobilerimiz yoksa, mutlu olabilmeyi ve
edebilmeyi başaramıyorsak, hayatın zorlukları ile baş edemiyorsak, toplumun refahına katkıda
bulunamıyorsak, yüzlerde tebessüm göremiyorsak, özür dilemek yerine tehdit etmeyi
yeğliyorsak,
Neticede, hala ülkemiz “çağdaş uygarlığın seçkin bir ortağı” değilse, oturup yeniden
düşünmeliyiz. “Biz nerede hata yapmaktayız?”
Diyeceğim şu ki, sivil toplum kuruluşları, basın ve veliler başta olmak üzere, tüm
eğitim bileşenleri, artık yerleştirme sınavları hususunda; öğretmenleri, okul müdürlerini ve
“biricik” dediğimiz halde, sınav yükünün altında paspasa çevirdiğimiz çocuklarımızı sınavlar
hususunda rahat bıraksınlar. İl Milli Eğitim Müdürlerimize haksız yere yüklenmesinler.
Birazcık eğitime gönül veren, ilgilenen çevreler de, eğitimin bireyden öncelikle neler
beklediğini, kurumların gerçek amacının ve işlevinin neler olduğunu, yeni baştan irdelesinler.
Gelin eğitim kurumlarımıza bu anlamda destek olalım. Bonzaiden, tinerden,
uyuşturuculardan çocuklarımızı kurtaralım. Tür Milli Eğitiminin genel ve özel tüm
amaçlarını yansıtan çocukların yetişmesine ve böylelikle sağlıklı, huzurlu toplumların
oluşmasına zemin hazırlayalım.
Göreceksiniz bu amaçları yansıtan çocuklar, zaten sınavları da kolaylıkla
başaracaklardır. Aksi takdirde toplumda sorunlar gün geçtikçe çoğalacak, bizimle beraber,
çocuklarımız da hep mutsuz olacaklardır.