ALLAH’LA SAMİMİ BAĞ KURMA

nejdet özmen köşe yazarı

Ramazan Bayramı, kutlu olsun.

Mehmet Amca(Palabıyık)Muş Şeyhyusuf köyü..

Geçmiş yıl sene 1974 veya 1975 olabilir, Ramazan’ın tam ağustosa denk geldiği ay.. Köylümüz Mehmet Amca’yla geçirdiğim bir günümden bahsedeceğim. Ona bıyıkları pala olduğundan Palabıyık Mehmet Amca derdik, bıyıkları öyle sarkık gibi değil, sık ve gürdü..

Önce ona rahmet okuyarak başlamak istiyorum..Çünkü çok takva sahibi ve samimi inanmış bir insandı.Saf,duru,katıksız inanmak bu olsa gerek.

Ağustos, kavurucu çok sıcak bir gün. Traktör ve arkasında ot yüklemek için yapılmış büyük bir kasa.. Mehmet Amca üstünde ve oruçlu. Alttan ot açıldıkça Mehmet Amca yerleştiriyor ama inanın, tozla karışık sinek ve ısıran kara arılar ona hiç fırsat vermiyordu. Ben kendimi ancak traktörle ot yığınıni çektikçe gölgeye kaçırıyordum. Mehmet Amca’nın geçimiydi bu iş. Bu kadar sıcak havada nasıl dayanıyorsun dedim. O, yarı Türkçe konuşması ve bir o kadar samimi asil duruşu ile bana: “Nejdet Hoca, keşke bir rüzgar gelse de bu güneşi götürse!” derken bile zorlanıyordu. Halinden çok susadığı belliydi. Bu durum karşısında ona “Mehmet Amca, sen bu ayda mecbur çalışıyorsun zordur, oruç tutmasan olmaz mı?” dedim. Bu söz ona ağır gelmiş olacak ki bana “Hiç olur mu? Allah bizi bu ayda imtihan ediyor, bu ay sabır ve bereket ayıdır. İki gün bile olsa tutacağım.” cümlesini sarf ederken onun kalbindeki adanmişlığı, inanmışlığı görmemek mümkün değildi..Mehmet Amca’nın bu duruşu beni çok etkilemişti çünkü benim ondan aldığım ders:

Birinci:Allah’ı hesaba katarak yaşamak tam da. İçinde riya yok. Dağın başında rızkı için çaba sarf ediyor, istese oruç tutmayabilirdi.

İkinci; O kadar samimi inancı ile birlikte insan ilişkileri de bir o kadar güzeldi..

Üçüncü; Bu inançla yaşamayı tercih eden Mehmet Amca’nın kalbinde her daim Allah rızasını taşıyor olmasıydı.

Dördüncü:Bu kadar sıcakta su kaybı,tansiyon düşmesi,yorgunluk ,güneş ışığına maruz kalma karşısında akşam teravihte yine ön safta görunen Mehmet Amca.. Hafif gülümsemesiyle sanki o yoğunluğu yaşayan biri değil hissiyatını verirdi Palabıyık Mehmet Amca…

Böyle bir köylümüz vardı rahmete gitti.Rahmetli babam da onu çok sever ve ona güvenirdi. Babama, Mehmet Amca’ya ve cümle ölmüşlerimize Allah rahmet etsin..

Bu bir kurgu değil yaşanmış gerçek bir hikaye. Anlattığım hikayenin eksik kısımlari da olmuştur belki ama şunu biliyorum ki Allah’ın rızasını her daim kalbinde arayan, Allah’la samimi bağ kuran , Allah’ı hesaba katarak yaşama arzusu taşıyan, bizi biz yapan hazinelerimiz her zaman var olmalıdır. Aksi durumda iyi devlet adamlığ, vicdanlı üretici ve komisyoncu, adaletten , hak ve hukuktan sapmayan hakimler, savcılar,

Donanımlı bilgili öğretim üyeleri ,

Bilime önem veren rektörler,

Çalışanın hakkını arayan sivil toplum kuruluşları,

Tarafsiz, vicdana göre konuşan yazarlar vb..

Çok mu çoook ararız..

Önemli olan Mehmet Amca gibi niyeti, ameli ile örtüşenleri değerlerimizin merkezine taşımaktır..

BAYRAMINIZ ESENLİK İÇİNDE GEÇSİN.

Haberi Paylaş